Beyin damar yumağı olarak bilinen Arteriovenöz Malformasyon (AVM), çoğu zaman belirti vermeden ilerleyebilen ancak ortaya çıktığında ciddi sonuçlara yol açabilen karmaşık bir damarsal yapısal bozukluktur. Beynin atardamar ve toplardamar sistemi arasında kılcal damarların bulunmaması nedeniyle kanın doğrudan yüksek basınçla aktığı bu anomali, özellikle beyin kanaması riski nedeniyle dikkatle değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Baş ağrısı, nöbet, görme bozuklukları gibi farklı belirtilerle kendini gösterebilen AVM, bazen de tamamen sessiz seyrederek tesadüfi bir görüntüleme sırasında ortaya çıkar. Erken tanı konulduğunda doğru yaklaşımlarla başarılı şekilde tedavi edilebilen bu hastalığı yakından tanımak, riskleri anlamak ve tedavi seçeneklerini bilmek büyük önem taşır.
Güven Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Hakan Emmez, beyin damar yumağının ne olduğunu, belirtilerini ve tedavi yöntemlerini anlattı.
AVM Hastalığı Nedir?
Beyin damar yumağı olarak bilinen AVM (Arteriovenöz Malformasyon), beyindeki arterler (atardamarlar) ile venler (toplardamarlar) arasında normalde bulunması gereken kılcal damar ağının gelişmemesi sonucu ortaya çıkan doğumsal bir damar anomalisi olarak tanımlanır. Sağlıklı bir damarsal yapıda arterlerden gelen yüksek basınçlı kan, önce kılcal damarlara geçerek basıncı düşürülür; ardından venlere doğru ilerler. Ancak AVM’de bu geçiş mekanizması bozulur ve kan, kılcal damarlar olmadan, doğrudan arterlerden venlere geçer. Bu durum hem damar duvarlarında yapısal zayıflamaya hem de çevredeki beyin dokusunda baskıya neden olabilir. AVM’ler genellikle genç yaşlarda belirti verir; ancak herhangi bir yaşta da teşhis edilebilir. Çoğu zaman belirti vermeden seyredebildikleri için birçok AVM, rutin bir beyin görüntülemesi sırasında tesadüfen keşfedilir. AVM’nin en ciddi riski, yüksek basınca bağlı damar yırtılmasıyla gelişen beyin kanamasıdır. Bu nedenle erken teşhis ve uygun tedavi, yaşam kurtarıcı niteliktedir.
AVM Hastalığı Neden Olur?
AVM’nin nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, bilimsel araştırmalar bu durumun genellikle doğumsal bir gelişim bozukluğundan kaynaklandığını göstermektedir. Fetüsün gelişimi sırasında beyin damar sistemi kompleks bir süreçten geçer; arterler, venler ve aradaki kılcal damarlar belirli bir sırayla şekillenir ve olgunlaşır. Bu süreçte meydana gelen küçük bir gelişimsel hata, kılcal ağın oluşmamasına ve arterlerle venler arasında doğrudan bağlantı kurulmasına yol açabilir. Genetik faktörler üzerinde araştırmalar yapılmış olsa da bugün için AVM’lerin büyük çoğunluğu ailevi bir geçiş göstermemektedir. Çevresel faktörlerin AVM oluşumunda belirgin bir etkisi olduğu da kanıtlanmamıştır. Nadir olmakla birlikte travma, enfeksiyon veya damar iltihapları sonrası edinsel AVM benzeri yapılar oluşabilir; ancak bunlar klasik AVM’den farklıdır. Sonuç olarak AVM, genellikle bireyin kontrolü dışında ve doğum öncesi dönemde gelişen bir damar oluşum bozukluğudur.
AVM Hastalığı Türleri Nelerdir?
AVM’ler yalnızca beyinde görülen yapılar değildir; ancak nörolojik fonksiyonlar açısından en riskli ve klinik açıdan en önemlileri beyin ve omurilikte yerleşenlerdir. Bu nedenle beyin AVM’leri, risk ve tedavi yaklaşımı bakımından ayrı bir öneme sahiptir.
1. Beyin AVM’leri
En sık rastlanan AVM türüdür ve beyin dokusunun farklı bölgelerinde ortaya çıkabilir. Motor alanlara, konuşma bölgelerine veya görme yollarına yakın olduğunda, bası etkisi nedeniyle çeşitli nörolojik belirtiler ortaya çıkabilir. Kanama riski yılda %2–4 civarındadır; ancak bir kez kanama olursa sonraki yıllarda risk artar.
2. Beyincik (Serebellar) AVM’leri
Dengenin, koordinasyonun ve hareket senkronizasyonunun sağlandığı beyincikte ortaya çıkar. Kanama olduğunda ani başlayan dengesizlik, şiddetli baş dönmesi ve yürüme güçlüğü görülebilir. Serebellar AVM’ler anatomik konumu nedeniyle kritik kabul edilir.
3. Spinal (Omurilik) AVM’ler
Omurilikte ortaya çıkan nadir bir AVM türüdür. Yürüme güçlüğü, bacaklarda kuvvetsizlik, idrar ve gaita kontrol bozuklukları gibi ciddi bulgulara neden olabilir.
4. Dural Arteriovenöz Malformasyonlar / Fistüller
Beyni çevreleyen sağlam zar olan dura mater üzerinde oluşur. Arter ve venler arasındaki anormal bağlantılar migren benzeri baş ağrılarına, kulakta nabızla uyumlu çınlamaya ve bazen kanamaya yol açabilir. Genellikle ileri yaşlarda görülür.
5. Gizli (Occult) AVM’ler
MR görüntülerinde zor seçilen, küçük ve bazen kavernöz malformasyonlarla karıştırılabilen AVM yapılarını ifade eder. Her zaman kanama yapmasalar da epilepsiye neden olabilirler.
AVM Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
AVM’nin belirtileri kişiden kişiye değişebilir ve çoğu zaman yerleşim yerine bağlıdır. AVM’lerin yaklaşık yarısı, ilk belirtiyi beyin kanaması şeklinde verir. Bu durum hastaneye acil başvuru gerektirir ve hayatı tehdit edebilir.
Kanama Belirtileri
• Ani ve şiddetli baş ağrısı (kişinin hayatında hissettiği en yoğun ağrı olarak tarif edilir)
• Bilinç bulanıklığı veya tamamen kaybı
• Bulantı ve kusma
• Yüzde, kolda veya bacakta ani güç kaybı
• Görme kaybı veya çift görme
• Nöbet (epilepsi)
• Konuşma bozukluğu, anlama güçlüğü
Kanama Olmadan Gelişen Belirtiler
• Tekrarlayan baş ağrıları
• Fokal nöbetler (yalnız bir kol veya bacakta kasılmalar)
• Görme alanı kayıpları
• Kognitif yavaşlama, konsantrasyon güçlüğü
• Denge bozukluğu, yürüyüşte dengesizlik
• Uzuvlarda uyuşma veya güç kaybı
• Kulakta nabızla uyumlu çınlama (özellikle dural AVM’de)
Belirti olmaması AVM’nin riskli olmadığı anlamına gelmez. Sessiz seyreden AVM’ler de beklenmedik bir anda kanama yapabilir.
AVM Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?
AVM tanısı için kullanılan yöntemler, hem damar yapısının detaylı gösterilmesini hem de AVM’nin beyin dokusuyla ilişkisini ortaya koymayı hedefler.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR)
AVM şüphesinde ilk tercih edilen yöntemdir. Beyin dokusu, damar yapıları, kanama izleri ve AVM’nin beyindeki konumu hakkında ayrıntılı bilgi sağlar.
MR Anjiyografi
Beyin damarları özel bir teknikle görüntülenir. AVM’nin arter ve ven bağlantıları hakkında bilgi verir.
Bilgisayarlı Tomografi (BT)
Hızlı sonuç vermesi nedeniyle özellikle kanama şüphesi olan hastalarda tercih edilir. Akut kanamayı çok net gösterir.
BT Anjiyografi
Arteriyel yapıların detaylı görüntülenmesini sağlar. Acil kanama olgularında tedavi kararını hızlandırabilir.
Dijital Substraksiyon Anjiyografi (DSA)
AVM tanısında altın standart yöntemdir. Arterlerin giriş noktaları, akım yönü, damar yumağının haritası ve boşaltıcı venlerin yapısı en ayrıntılı biçimde gösterilir. Cerrahi, endovasküler tedavi veya radyocerrahi planlaması bu görüntüleme temel alınarak yapılır.
AVM Hastalığı Tedavisi
AVM tedavisi kişiye özeldir; her AVM aynı şekilde tedavi edilmez. Tedavideki temel amaç, AVM’nin tamamen ortadan kaldırılması veya kanama riskinin en aza indirilmesidir. Tedavi kararı; AVM’nin büyüklüğü, yerleşimi, kanama öyküsü ve hastanın genel durumu göz önünde bulundurularak multidisipliner bir ekip tarafından verilir.
Mikrocerrahi Rezeksiyon
Uygun anatomik konumda yer alan AVM’lerde tam ve kalıcı çözüm sağlar. Cerrah, damarların giriş ve çıkış noktalarını kontrol ederek AVM’yi tamamen çıkarır. Başarılı bir cerrahi sonrası kanama riski ortadan kalkar. Yüzeye yakın ve küçük AVM’lerde ilk tercih olabilir.
Endovasküler Embolizasyon
Kasık damarından girilen kateter aracılığıyla AVM damarlarının içerisine özel maddeler verilerek damar ağı tıkanır. Embolizasyon bazen tek başına yeterli olabilir; ancak çoğu zaman cerrahiden önce AVM’nin kan akımını azaltmak ve ameliyatı daha güvenli hale getirmek için uygulanır.
Radyocerrahi
Derinde yerleşmiş, cerrahi riski yüksek veya küçük boyutlu AVM’lerde etkilidir.Yoğun ve noktasal radyasyon, zaman içinde AVM damarlarını kapatarak etkisiz hale getirir. Sonucun görülmesi 1–3 yıl sürebilir; bu nedenle süreç boyunca düzenli takip şarttır.
İzlem (Takip)
Bazı küçük, belirti vermeyen ve riskli bölgelerde yer alan AVM’lerde tercih edilen yaklaşımdır. Yıllık MR ve anjiyografi ile yakından izlenir. Ancak izlem kararı çok dikkatli değerlendirilmelidir; çünkü AVM’nin büyüklüğü küçük olsa bile kanama riski tamamen ortadan kalkmaz.

