Soğuk algınlığı, çoğu zaman hafif seyirli olarak görülse de günlük yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir.
Güven Çayyolu Tıp Merkez İç Hastalıkları (Dahiliye) Bölümü’nden Doç. Dr. Irmak Sayın Alan, nezlenin neden olduğunu, hangi belirtilerle kendini gösterdiğini ve hangi durumlarda doktora başvurulması gerektiğini anlattı.
Soğuk Algınlığı (Nezle) Nedir?
Soğuk algınlığı, tıbbi adıyla nezle, üst solunum yollarını tutan, genellikle burun ve boğazda iltihaplanma ile seyreden, çoğunlukla hafif seyirli ancak oldukça yaygın bir viral enfeksiyondur. En sık görülen enfeksiyon hastalıklarından biri olan soğuk algınlığı, her yaş grubunda ortaya çıkabilmekle birlikte özellikle çocuklarda ve bağışıklık sistemi zayıf bireylerde daha sık görülür.
Hastalık çoğu zaman kendi kendini sınırlar ve birkaç gün içinde iyileşme eğilimi gösterir. Ancak belirtiler günlük yaşam kalitesini belirgin şekilde düşürebilir ve özellikle risk grubundaki kişilerde daha uzun sürebilir.
Soğuk Algınlığı (Nezle) Neden Olur?
Soğuk algınlığının temel nedeni virüslerdir. En sık sorumlu olan etkenler rinovirüslerdir bunun yanı sıra koronavirüsler, adenovirüsler ve respiratuar sinsityal virüs (RSV) gibi farklı virüsler de nezleye yol açabilir.
Virüsler, enfekte kişilerin öksürme, hapşırma veya konuşma sırasında ortama saçtığı damlacıklar yoluyla ya da virüsle kirlenmiş yüzeylere temas sonrası ağız, burun veya gözlere dokunulmasıyla bulaşır. Özellikle kapalı ve kalabalık ortamlarda bulaş riski artar.
Soğuk Algınlığı (Nezle) Risk Faktörleri Nelerdir?
Soğuk algınlığı gelişme riskini artıran bazı durumlar bulunmaktadır. Bunların başında bağışıklık sisteminin zayıflaması gelir. Yetersiz beslenme, düzensiz uyku, yoğun stres ve kronik hastalıklar bağışıklık yanıtını olumsuz etkileyebilir.
Çocuklar, kreş ve okul gibi toplu alanlarda bulunmaları nedeniyle daha yüksek risk altındadır. Sigara kullanımı ve sigara dumanına maruz kalmak da burun ve solunum yollarının savunma mekanizmalarını zayıflatarak enfeksiyon riskini artırır. Mevsim geçişleri ve soğuk hava koşulları da soğuk algınlığının daha sık görülmesine zemin hazırlar.
Soğuk Algınlığı (Nezle) Belirtileri Nelerdir?
Soğuk algınlığı belirtileri genellikle virüsle temas sonrası 1–3 gün içinde ortaya çıkar. En sık görülen belirtiler burun akıntısı ve burun tıkanıklığıdır. Bunun yanı sıra hapşırma, boğaz ağrısı, hafif öksürük ve geniz akıntısı sık karşılaşılan şikâyetler arasındadır.
Bazı kişilerde halsizlik, baş ağrısı ve hafif ateş görülebilir. Ateş genellikle yüksek değildir ve özellikle çocuklarda daha belirgin olabilir. Kas ağrıları ve genel kırgınlık hissi de tabloya eşlik edebilir. Belirtiler çoğunlukla 7–10 gün içinde geriler.
Soğuk Algınlığına (Nezle) Ne İyi Gelir?
Soğuk algınlığında temel yaklaşım, vücudun enfeksiyonla mücadelesini desteklemektir. Yeterli istirahat, iyileşme sürecinin en önemli adımlarından biridir. Bol sıvı tüketimi, özellikle su ve ılık içecekler, burun salgılarının incelmesine yardımcı olur.
Burun tıkanıklığını azaltmak için deniz suyu veya serum fizyolojik içeren burun spreyleri kullanılabilir. Ilık duş almak ve ortam havasını nemlendirmek de solunum yollarını rahatlatabilir. Dengeli beslenme ve bağışıklık sistemini destekleyen vitamin ve minerallerin yeterli alımı önemlidir.
Soğuk Algınlığı (Nezle) Nasıl Teşhis Edilir?
Soğuk algınlığı tanısı çoğu zaman klinik değerlendirme ile konur. Hastanın şikâyetleri, belirtilerin süresi ve fizik muayene bulguları tanı için genellikle yeterlidir. Burun akıntısı, boğaz kızarıklığı ve genel durum değerlendirmesi tanıya yol gösterir.
Rutin vakalarda laboratuvar testlerine ihtiyaç duyulmaz. Ancak belirtilerin uzun sürmesi, yüksek ateş, şiddetli boğaz ağrısı veya başka enfeksiyonlarla karışabilecek durumlar söz konusuysa ek tetkikler gerekebilir. Bu değerlendirme hekim tarafından yapılmalıdır.
Soğuk Algınlığı Tedavi Yöntemleri ve Soğuk Algınlığı İlaçları
Soğuk algınlığının tedavisi genellikle semptomlara yöneliktir. Hastalığa neden olan etken virüs olduğu için antibiyotikler etkili değildir ve gereksiz kullanımından kaçınılmalıdır. Tedavide amaç, belirtileri hafifletmek ve hastanın günlük yaşamını daha rahat sürdürebilmesini sağlamaktır.
Ağrı ve ateş için uygun dozlarda ağrı kesici–ateş düşürücüler kullanılabilir. Burun tıkanıklığı için kısa süreli burun açıcı spreyler veya tuzlu su preparatları tercih edilebilir. Öksürük ve boğaz ağrısına yönelik destekleyici tedaviler de hekim önerisiyle uygulanabilir. Belirtiler şiddetlenirse veya beklenenden uzun sürerse mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Hazırlayan: Doç. Dr. Irmak Sayın Alan

