Glokom (Göz Tansiyonu) Nedir? Glokom Belirtileri Nelerdir?

GÜVEN SAĞLIK GRUBU

Paylaş:

Glokom (Göz Tansiyonu) Nedir? Glokom Belirtileri Nelerdir?

Halk arasında göz tansiyonu veya karasu hastalığı olarak bilinen glokom, tüm dünyada körlüğe neden olan göz hastalıkları arasında ilk sıralarda yer alıyor. Glokom genellikle yaş almayla birlikte ortaya çıkıyor ve belirti göstermeden sinsice ilerliyor. Neden olduğu görme hasarının geri dönüşünün olmaması ise glokomda erken tanının ve düzenli muayenenin elzem olduğunu gözler önüne seriyor.  Güven Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümünden Prof. Dr. Tarkan Mumcuoğlu glokom hastalığı ve cerrahisi hakkında bilgi verdi.

Glokom (Göz Tansiyonu) Nedir? Glokom Belirtileri Nelerdir?

İçindekiler

Glokom hastalığı nedir?

Glokom, toplumda göz tansiyonu veya karasu hastalığı olarak bilinen görme sinirinin ilerleyici hasarıyla karakterize bir hastalıktır. Tüm dünyada ikinci sıklıkla görülen körlük nedenidir. Hastalık, özellikle erken dönemde belirti vermeden ilerlemektedir. Bu nedenle gelişmekte olan ülkelerde glokomu olan kişilerin yüzde 50’sinin; gelişmemiş ülkelerde ise yüzde 90’ının hastalıklarından haberi olmadığı görülmektedir. 

Glokoma bağlı görme kaybının, geri dönüşümü olmadığı için hastalığa “sinsi görme hırsızı” da denilmektedir. Bu yüzden glokomda erken tanı oldukça önemlidir.

Glokomun belirtileri nelerdir?

Gözde, görme hücrelerinin bulunduğu retina tabakasından iletimi sağlayan sinir lifleri, görme sinirini oluşturmak üzere gözün arka kısmında toplanır. Buradan da görüntü beyindeki görme merkezine taşınır ve görme sağlanır. Görme sinirinin başlangıç kısmındaki sinir liflerinin, basınç etkisi veya beslenme problemi ile ölümleri neticesinde ilerleyici, geri dönüşü olmayan görme sinir hasarı gelişmekte ve glokom hastalığı oluşmaktadır. Sinir liflerinin hasarlanması sonucunda, erken dönemde görme alanının çevre kısmında karanlıklar oluşur. Kişi, iki gözü açık olarak baktığı için bu küçük karanlık alanları fark edemez. Kişinin görme alanındaki bozuk alanlar çevreden başlayarak genişler. Merkezi görmeyi sağlayan ortadaki alan, hastalığın ilerleyen evrelerinde etkilendiği için kişinin merkezi görmesi son ana kadar azalmaz. Bu nedenle çok uzun sürede ve yavaş gelişen bu hasar, belirgin bir ağrı ya da başka komplikasyonlar olmadığı için son ana kadar fark edilmeyebilir. Hasta asemptomatiktir yani hiçbir şikayeti yoktur. Rutin kontroller ile muayene olmadığı sürece görme alan kaybını fark etmez. Bu hasarın geri dönüşü yoktur. Bu nedenle erken tanı ve tedavi çok önemlidir.

Glokom sıklıkla kimlerde görülür?

45 yaşın üzerindeki kişiler, anne-baba veya kardeşi glokom hastası olanlar, göz basıncı yüksek kişiler risk grubundadır. Ayrıca yüksek dereceli göz bozukluğu ve korneası yani gözün saydam kısmı ince olanlar, gözüne darbe alanlar, uzun süre kortizon, hipertansiyon ilacı kullananlar, tansiyonu yüksek veya aşırı düşük kişiler, yüksek nefes vererek yapılan meslekler yani; camcılar, baloncular, nefesli çalgı çalanlar gibi çalışanlar da risk altındadır.

Glokom hastalığında tedavi yöntemleri nelerdir?

Tedavide amaç, gözün içindeki sıvı üretimini azaltarak ve/veya kanallardan sıvı çıkışını artırarak göz tansiyonunu düşürmek; görme sinirinde gelişebilecek hasarı önlemektir. Tüm tedavi yöntemleri, sadece mevcut görme düzeyini ve görme alanını korumak için uygulanır. Bu nedenle kaybedilen görme ve görme alanı geri getirilemez. Glokom tanısı konulan hastalarda tedavi duruma göre farklılık gösterir. Hastaya öncelikle ilaç tedavisi uygulanır. Genellikle damla formunda ilaçlar kullanılır ve hasta takip edilir. Göz tansiyonu istenilen seviyeye düşmediğinde, hasta ilaçlarını düzenli kullanamadığında ya da ilaçların yan etkisi olduğunda lazer tedavisi veya cerrahi tedaviler gündeme gelir. Glokom hastalığında hayat boyu takip ve tedavi gerekir.

Glokom cerrahisine hangi durumlarda başvurulur?

Glokomda tanı; görülen yapısal ve fonksiyonel hasara göre başlangıç, orta ve ileri olmak üzere üç seviyeye ayrılır. Hastalığın ciddiyetine göre ilaç molekül sayısı ayarlanır. Ancak ilaç kullanımına rağmen düşmeyen göz içi basıncı durumunda lazer tedavileri uygulanabilir. Fakat genellikle cerrahi tedavi gerekmektedir. 

 Glokom hastalığının oluşma nedenlerine göre farklı cerrahi yöntemler uygulanır. Bu cerrahilerde amaç; göz içi basıncını artıran göz içi sıvısının, göz dışına çıkışını kolaylaştırmaya yöneliktir. 

 Glokomda, çok eskiden bu yana uygulanan klasik cerrahi yöntem “trabekülektomi”dir. Bu yöntemde göz içi sıvısının göz dışına rahat çıkması için bir kanal oluşturulur. Trabekülektomi cerrahisinin göz içi basıncını düşürme etkisi oldukça iyidir. Ancak bazı cerrahi sorunları azaltmak için minimal girişimli başka cerrahi yöntemler de uygulanabilir. Bunlar göz içine konulan küçük implantlar veya kanal cerrahileridir. İkincil cerrahiler için de “Ahmed Glokom İmplantı” gibi valf sistemli veya valfsiz gözün daha dış kısmına konjonktiva altına konulan tüp cerrahileri mevcuttur.

Glokom vakalarının neredeyse yüzde 90’ını oluşturan açık açılı glokomun belirtileri ve ameliyat yöntemleri nelerdir?

Açık açılı glokom genellikle ileri yaşlarda görülen bir rahatsızlıktır. Yaş alma ile birlikte göz içi sıvısının dışa çıkışında azalmanın meydana gelmesiyle gelişir. Ayrıca eksfoliasyon, pigment birikimi gibi diğer bazı göz hastalıklarının etkisi ile de dışa akış kanalları tıkanabilir. 

Açık açılı glokomda hastaların göz içi basınçları yavaş yavaş artış gösterdiği için hastalarda ağrı görülmez. Zaman içindeki yavaş artış; görme sinirlerinde ve görme alanında ağır ilerleyen ve hastanın fark edemeyeceği değişiklikler yapar. Merkezi görme bozukluğu, hastalığın son evresinde yaşandığı için, hastanın görmesi hiç azalmadan hasar devam eder.  

Hücre ölümlerinin geri dönüşü yoktur. Yapılacak tedavi, yeni oluşacak görme siniri hücresi ölümlerini, önlemek amacıyladır. 

Açık açılı glokomda tedavi yöntemi diğer glokom çeşitleriyle benzerdir. Önce göz damlaları ile tıbbi tedavi uygulanır. Hastalık kontrol edilemez ise lazer ya da cerrahi müdahaleye başvurulur.

Kapalı açılı glokom belirtileri ve ameliyat yöntemleri nelerdir?

Kapalı açılı glokom, akut ya da kronik olabilir. Akut glokom krizi çok kısa sürede başlar. Göz içi basıncı saatler içerisinde normal değerlerden 50-60 mmHg gibi yüksek değerlere ulaşır. Akut glokom krizi ani yaşandığı için hastada yarım baş ağrısı, göz ağrısı, bulanık görme, ışık etrafında renkli halkalar görme, bulantı ve kusma gibi bulgular oluşur. Hastanın göz içi basıncı zaman kaybedilmeden tıbbi tedavi ile düşürülmelidir. Acil müdahaleden sonra bu atağı tetikleyen nedene yönelik tedavi uygulanmalıdır. Ayrıca kapalı açılı glokomun subakut ve kronik formları da vardır. Bu formlardaki basınç artışları, akut glokom krizindeki gibi çok ani ve yüksek değerlerde olmaz. Hastada migren ağrısına benzer yarım baş ve göz ağrısı görülür. Uyurken veya istirahat edildiğinde geçer. Sinema gibi karanlık ortamlarda bu ağrılar tetiklenebilir.

Kapalı açılı glokom hastalarında, ara ara görülen atakları engellemek için kapak altında kalan iris dokusunda lazerle küçük bir delik açılmaktadır. Duruma göre ilaç tedavisi eklenir. Hastanın kendi lensi, katarakt olmasa bile cerrahi olarak alınabilir. Ayrıca diğer açık açılı glokomda uygulanan glokom cerrahileri de uygulanabilir.

Glokom cerrahisi uygulaması nasıl yapılır? Glokom ameliyatı kaç dakika sürer?

Klasik glokom cerrahisi olarak uygulanan trabekülektomi; göz içi sıvısının konjonktiva altına geçişini sağlayacak bir açıklık oluşturularak yapılır. Bu cerrahi işlem 45-60 dakika; daha az girişimsel olan diğer cerrahiler ise hastanın durumuna göre 30-45 dakika kadar sürmektedir.

Glokom cerrahisi riskli midir?

Her cerrahi girişim gibi glokom cerrahisinin de kendine özel riskleri vardır. Glokom cerrahları, bu riskleri bilmeli ve ameliyat öncesi iyi bir planlama ile önlemler almalıdır. Böylece ameliyat sırasında oluşacak komplikasyonlar en düşük seviyeye indirilir. Bu nedenle ameliyatı yapacak cerrahın alanında yetkinliği ve yeteneği oldukça önemlidir.  Ameliyat kararı verilen hastaların çoğunda, cerrahi işlem uygulanmaz ise hastada günler içinde görme kaybı gelişebilir. Bu nedenle glokom cerrahisi kararı, zamanında ve uygun yöntemler ile verilmelidir.

Glokom ameliyatı sonrasında nelere dikkat edilmelidir?

Glokom ameliyatı sonrasında belli bir süre ilaç kullanılmaktadır. Aynı zamanda glokom cerrahının hastayı kısa aralıklarla muayene etmesi gerekmektedir. Çünkü, ameliyat sonrası olası bazı komplikasyonlar sık yapılan kontroller ile görülmekte ve çözülebilmektedir. Ayrıca ameliyat sonrasında göze baskı yapılmamalıdır. Cerrahi müdahaleden sonra hasta, ilaçlarını düzenli kullanarak günlük yaşantısına devam edebilmektedir.

Glokom cerrahisinden ne kadar süre sonra iyileşme gerçekleşir?

Glokom cerrahisi sonrası özellikle ilk 5-7 gün önemlidir. Ancak ameliyattan sonraki ilk gün hariç, devamlı yatak istirahati gerekmemektedir. Hastanın göz içi basıncı genellikle ertesi gün düşmektedir. Göz içi basıncının hedeflenenden yüksek veya düşük kalmasına göre hekim tarafından bazı önlemlerin alınması gerekmektedir.  Ameliyat sonrası kullanılan damlalar birinci ayın sonunda kesilebilir. Hasta daha sonra herhangi bir glokom ilacı kullanmamaktadır.

Glokom cerrahisi ile glokom hastalığından tamamen kurtulmak mümkün mü? Belli bir süre sonra glokom belirtileri tekrar gözlenebilir mi?

Glokom cerrahisinde göz içi basınç düşürülür. Böylece gözdeki fonksiyonel ve yapısal hasar önlenir. Fakat ameliyat öncesi gelişen hasarda geri dönüş olmaz. Cerrahi sonrası göz içi basınç değerleri, uzun dönemde tekrar yükselme eğiliminde olabilir. Bazı hastalarda yapılan takipler sonucunda 3-4 yıl içinde glokom damlası başlamak gerekebilir. Ancak hastanın herhangi bir şikayeti olmayabilir. Bu nedenle glokom ameliyatı sonrasında da hasta, hekim tarafından düzenli olarak muayene edilmelidir.

Glokom, sağlıklı görme fonksiyonunun bozulmaması için belli periyotlarla ömür boyu takip gerektiren bir hastalıktır.

Sağlık Rehberi

Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.

Haber Bültenimize üye olun.

Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.

...

Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.


Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.

Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.


Sayfanın son güncellenme tarihi: 08-01-2024
Sağlık Rehberi